Marketıng Türkiye
Bir reklam ajansı ve PR şirketiyle düzenli çalışan, Mehter marşı ve “biricik sevgilim” sıradanlığı dışında bir slogan/marş üretebilmiş, Sağlam bir tüketici/taraftar araştırması yapmış bir futbol kulübü var mı?   Digiturk zararda. Son ihalede Türk Telekom sopa gösterince süper ligin hak etmediği bir para vermek zorunda kaldılar. Haliyle abone sayısı ve
Peşinen söylemek isterim ki, futbol erkek sporudur, kadınlar sevmez şeklindeki genellemelere katılmam. Çünkü futboldan hoşlanmayan erkekler de futbolu çok seven kadınlar da var. Mesele hormonda değil oyunun yapısındadır. Geçmişte erkekler daha sosyal olduğundan futbolda ibre şimdilik onlardan yanadır. Çünkü bu oyunda ya tüm benliğinle varsındır, ya da yoksundur. Yarım futbolseverlik
Konsept ve Doku Nasıl Anlatılır?   Ürün odaklı fabrikasever Anadolu sanayicisinin iş modeli uzun yıllar şöyleydi; Yurt dışında gördüğün bir ürünü aynen kopyala, bir isim bul ve reklam çek. Sonra kimileri ürünü burada geliştirmeye başlayıp adına inovasyon dedi. Ama ürün hep önce geldi. Fikri/konsepti geliştirip sonra ona uygun ürün portföyü
Bizim gibi gri adamların kendini ifade etmesi zordur. Bir oradan bir buradan yazınca kimse bir yere oturtamaz ve dediğini anlamaz. Kamu yararına CHP’ye akıl vermeye çalışırsın, karşı taraf siler. AK Parti hükümetinin iyi işlerini översin, öbür taraf da siler. Bir çıkar grubuna, tarikata filan da biat edemeyiz. Neticede bizim gibi
Ankara’da altı keyifli yıl yaşamış biri olarak; “Ankara’nın nesi güzel?… İstanbul’a dönmesi” esprisinden hiç hoşlanmadım. Bunun sebebi Ankara’nın İstanbul’dan güzel olması değil tabii ki; İstanbul’un kendini Ankara ile kıyaslaması. Bu İstanbul’un, İstanbullunun vizyonsuzluğu, küçük hesabı. İstanbul dünyanın en güzel şehri ancak kendisine Paris’i, Londra’yı değil de Ankara’yı, Anadolu’yu rakip görüyor.
Markalaşma İşine gönül vereli 20 yılı geçti. Bu sürede Türkiye’nin dört bir köşesinden ve hemen her sektörde iş yaptım. Yapamadıklarımda da en azından konferanslar, eğitimler verdim, girişimcilerle görüştüm. İşte bu birikime güvenerek Türk markalarına yönelik bir sıralama hazırladım. Sol alt köşe markalaşma kültürü en gelişmiş il ve sektörü gösteriyor. Sağa
Memlekette iş/yönetim konularının alenen tartışılmaya başlandığı seksenlerden itibaren şeksiz şüphesiz iman ettiğimiz kavramların başında “kurumsallaşma” gelir. Biri bir şirket hakkında “kurumsal değiller” yorumu yaparsa buna gelecek cevap kesinlikle “kurumsal olmak zorundalar mı?” değildir. Belki ne ölçüde kurumsal oldukları tartışılır ve o andan sonraki tek mesele şirketin nasıl daha kurumsal hale
Önce Marketing Türkiye’nin 1 Ağustos 2004 sayısında yayınlanan Üç Kuşak Teorisi adlı yazımı okumanızı rica ederim. Göreceksiniz ki sizlerden, yani reklamcılığımızdaki üçüncü kuşaktan beklentim yüksek. Ustalarınız bu ülkede reklamı itibarlı kıldı, ben Türk reklamcılığının sizlerle dünyaya açılacağını tahmin ediyorum. (Ama Doğu’ya doğru)  “Başka Akmerkez Yok” adlı kitabımda da bunun benim
Bence otomobil, dünyaya verdiği zarar açısından gelmiş geçmiş en başarılı pazarlama projesidir. Belki birinciliği sigaraya verebilirdik ama günümüzde sigaranın zararı anlaşılmış ve iletişimi engellenmiştir. Otomobil ise dünyanın her yerinde hararetle teşvik edilmektedir. Çin, Hindistan gibi ülkelerin potansiyel otomobil talebi düşünülerek sarf edilen “henüz sektör en iyi günlerini görmedi” yorumu tüm
1987 yılında izlediğim ilk araştırma sunumunda, Türk halkının tuvalet kağıdı kullanım alışkanlıklarını belirlemek için yapılan odak grup tartışmalarının (!)  bulguları aktarılmıştı. O zamanlar fabrikada mühendistim. Tüketicilerin tutum ve alışkanlıklarını odak gruplarla ölçemeyeceğimizi öğrenmem birkaç sene aldı. Ancak bunu hala bilmeyen çok kişi var. Türkiye’de fokus gruplara genelde boyundan büyük misyonlar