Yıllardır savunduğum tezleri ve getirdiğim önerileri bir yıldır Dünya gazetesinde “NASIL YAPMALI?” adlı köşemde derliyorum. Bu kitabın içeriği ağırlıkla orada yayınlanan yazılarımdan oluşmaktadır. Başlığı da yıllardır takıntılı olduğum bir üründen geliyor. Ülkemiz dünyanın bir numaralı fındık ve iki numaralı bal üreticisi. Bu ikisinden yapılacak bir karışımın taklidi çok zor

İşte size hem dünyada bu işin teorisi, pratiği nedir çok iyi bilen, hem de burada bol koli tozu yutmuş bir pazarlamacının akıl, bilgi, tecrübe dolu kitabı. Şakacı uslubu, su gibi akan dili de cabası. “Think global, act local” diyorlar ya, işte böyle yapılır. Helal olsun Güven Borça! Serdar Erener Güven

İçinde bir pazarlama bölümünün ihtiyacı olacak tüm dokümanlar mevcut. Ancak güncel baskısı ne yazık ki bulunamıyor.

İleri Dönüşüm Kutusu Nedir? Türkiye’yi tarihin “Geri Dönüşüm Kutusu”na atmak isteyenler olabilir. Bize göre, bu ülke dünyayı değiştirecek inanca ve birikime sahip. Ekonomik alanda gelişmiş ülkelerin geri dönüşüm kutusuna attığı fikirlerle idare ettiğimiz doğru. Son kriz sonrasında eminiz ki artık yeni iş fikirlerine ve yaratıcı ekonomi politikalarına ihtiyacımız var. Genç

Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi için ders kitabı olarak tasarlandı. Akademik içerik dışında günlük hayattan çok sayıda örnek de içeriyor.  

Bu kitapçıkta hangi sorulara cevap bulacaksınız: – Camiamızdaki entellektüel birikimi sosyeteye yönelik “hoş” işler yapmak yerine kitlesel markalar yaratma yönüne kanalize etmek daha mı hayırlı olur? – Böyle bir şeyin fizibilitesi var mıdır? – “Ayağa düşmeden” kitleselleşmek ne kadar ince bir çizgidir? – Biz reklamcılar, pazarlamacılar o insanları, yani geniş

Marketing Recipes, Türkiye’nin ilk İngilizce marka yönetimi kitabı. Pazarlama Reçeteleri kitabımı Şule Oker başarıyla geliştirdi ve İngilizce’ye çevirdi. Işıl Döneray mükemmel bir tasarım yaptı, MYRA ajans da baskı sponsorluğunu üstlendi. İmzalı bir kopyası kitaplığınızda bulunsun.

Atilla Dorsay` ın seksenlerde seks ve arabesk furyasını takiben ortaya çıkmaya başlayan düzeyli Türk filmlerini eleştirirken sık sık tekrarladığı bir söz vardı; ” Evet, filmlerimiz özellikle teknik açıdan hala çok yetersiz, ama biz kendi filmlerimizi değerlendirirken Hollywood ile kıyaslamayız. Biraz daha olumlu bakmalı, torpil yapmalı ve insanları gitmeye teşvik etmeliyiz