Salla! 03.02
Kişisel Değerlendirme

Lipton

1……10
Vurucu 8
Tek fikir üzerine kurulu 9
Hedef izleyiciye uyar 9
Ürün filmin kahramanı 10
Zevkle izlenir      8
Markayı güçlendirir 9

Lipton reklamı ilk görüşte dikkat çekiyor ve samimiyet yaratıyor ancak izledikçe yeni yeni şeyler keşfediyor, derinleşiyor ve giderek bir klasikle karşı karşıya olduğunuzu anlıyorsunuz. Neden mi? Sağlam bir stratejiye dayanan satış fikrini mükemmel bir yaratıcı fikirle anlatıyor da ondan.

Yaratıcı fikir, halk diliyle “sallama” çayın özgün kullanım şeklinden yola çıkmış. Pencereden aşağı sallanan çay poşetleri bizi ana mesaja götürüyor. Yani çay içmenin yoğun iş temposuna ara vermek için harika bir fikir, özünde keyifli bir iş olduğuna. Tabii ki çay içmenin en pratik yolu poşet çay ve bu alanın kralı Lipton da mükemmel tadıyla çay keyfinin doruğundaki marka. Hedef izleyici de çayla pek arası olmayan genç çalışanlar. Bunca şey kısa bir filmde daha iyi nasıl anlatılabilir? Bir bilen varsa söylesin de gidip kapısında kırk yıl odun keseyim.

Bu köşede çay pazarıyla yakından ilgileniyoruz. Çaykur’un özelleştirilmesi sonrasında müthiş bir hareket bekleniyor. P&G’nin Türkiye pazarına girişinden bu yana dayanıksız tüketimde yaşanacak en büyük arbedeye tanık olacağımızı tahmin ediyor, heyecanla bekliyoruz.

Biliyorsunuz, Çaykur ticari değil de politik davranan bir kurum olduğundan, çay sektörü gerekli kar marjını üretememekte, devlet vergi kaybına uğramakta, neredeyse bisküvi kadar büyük olan bu piyasadan pazarlama iletişimi sektörüne küçük küçük bütçeler “damlamaktadır”.

Pazarın tek markası olan Lipton, yıllar süren istikrarlı ve bilinçli çabalarıyla en tepeyi sahiplenmiş durumdadır. Burada kendine de yer açmak isteyen Sir Winston Tea, yanlış hedefe kilitlenip ilk sortide bombaları boşa atmıştır. Başka şey bilmediklerinden yıllarca Çaykur ile fiyat rekabeti yapan küçük yerellerden bazıları da (yıllarca tırnaklarıyla kazarak) aradan sıyrılmayı başarmış ve markalaşma sürecine girmiştir. Bunlardan Doğuş Çay tesadüfen başarılı bir reklam çekip bir anda öne çıkınca aynı kategorideki rakipleri de bir anda televizyonlarda boy göstermiştir.

Maalesef bunların düzenli bir ana mecra iletişimi götürecek bütçeleri yoktur ve dağılımları yetersizdir. Dayanıksız tüketimin her alanındaki bağımsız yerel üreticilerin dağılım konusunda bir kış uykusunda olduğunu görmek beni hasta ediyor. Onca iyi iş yapıyorlar ama dağıtamadıkları için karşılığını alamıyorlar.

Çay pazarının doğru dürüst kar marjı üreten tek bölümü poşet çaylardır. Şükürler olsun burada Çaykur yok gibidir (ki aslında bu bile ne mantalitede bir kurumla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.) Yıllardır Lipton’un alanı olan sallamalar pazarına artık yereller de göz dikmiş olup ana marka iletişimi için gereken fonu buradan sağlamayı hedeflemektedirler. Lipton ise akıllı bir stratejiyle bu rüzgarı arkasına almaya, çayla henüz düzenli bir ilişki kuramamış gençleri cezbederek pazarı kendisinin önde olduğu poşetler segmentinden büyütmeye ve oradaki liderliğini perçinlemeye çalışıyor. Bu mükemmel film de amaca fazlasıyla hizmet ediyor.

Ayrıca çayı “cam”da içmeye alışmış olan bizlere, çok özgün bir “cam fincan” sunuyor ki bu da reklamı destekleyen mükemmel bir promosyon fikri.

Yorumlar
Bütün Yorumlar.
Yorumlar