İletişim Geni 03.2006

Adam İsviçreli. Steril görünüşlü. Biraz tanıyınca ahlaki değerlerinin gelişmiş olduğunu anlıyorsunuz. Kibarlıkta rakipsizler ve de yıllardır millet olarak etliye sütlüye bulaşmadan yaşıyorlar. Kimseyle husumetleri yok. Orduları olmadığı halde “İsviçre Ordu Çakısı” ile meşhurlar. Vatikan’ı da sembolik olarak İsviçre askerleri koruyor. “Fakir İsviçreli olmaz” deniyor. Yıllarca dünyanın kirli paraları İsviçre’de aklandı. Yerkürenin meşhur diktatörlerinin  kanlı paralarını, ünlü haydutların servetlerini koruyup kollayarak zengin oldular.

Adam Amerikalı. Ataları kıtanın yerlilerini temizleyip doğal kaynaklara el koymuş. Sonra Afrika’dan köle getirip çalıştırmış. Zamanın güçlü tarım ülkesi olan Arjantin’e göre daha ucuza mal ettiği tarım ürünlerini Avrupa’ya satarak sermaye birikimi sağlamış. Sonra üretimi Çinlilere havale edip bu zencilerin torunlarını toplumun posası olarak ayıklamış. Şimdi ABD’de yaşayan 25-30 yaş arası “Afrikalı Amerikalıların” %10’u hapiste. Ama isim şık, faça düzgün. Ülkenin yerlileri ayyaş. Hollywood; kızılderili kıyımından kovboy filmleri, CIA’nin tüm dünyada çevirdiği dolaplardan casus filmeri, iç şiddetten polisiye dizileri ve hapisane senaryoları üretti.

Adam İtalyan. Mafyası meşhur. Bir de hırsızları ama hepsi çok çok iyi giyindiği için biz daha çok İtalyan ayakkabılarını, İtalyan mücevherlerini veya moda ürünlerini, biraz da İtalyan mobilya ve mutfaklarını biliyoruz. Yine de genellemek gerekirse Afrika başta olmak üzere dünyada kötü bir sicili olan Fransızlardan çok daha temizler.

Adam Danimarkalı. Berbat, sıkıcı ülkeleri yıllardır hiç bir dış tehdit veya göç almadığından, sınır ya da etnik problemleri olmadığından huzur içinde yaşayıp gitmişler. Ürettiklerini kimse çalmamış. Biraz canları sıkılıyor. Ya içiyorlar ya da enteresan gündemler yaratıp vakit geçiriyorlar. Steril, sarışın batılı figürünün simgesi olarak her haltlarının hoşgörüyle karşılanma ihtimali yüksek.

Adam İngiliz. Ataları yıllarca dünyayı soymuş. Tam güneş batıyor derken Kuzey Denizi’nde petrol bulmuşlar. Zamanında dillerini dünya dili yaptıkları için bugün rahatları yerinde. Yoksa pek bir şey ürettikleri yok. Sinsiler. Çok sinsiler. O yüzden ajanları meşhur ancak dil avantajıyla hakim oldukları dünya popüler kültüründe James Bond gibi güzel şekiller  yapmışlar. Kötüleri çok kötüdür. Türkiye’nin hiç bir yerinde İngiltere kenar mahallelerindeki kadar gaddar, sadist insanlar görmedim. Heysel de 39 Juventus taraftarını öldürdüler.

Adam Arap. Dünyanın hiç bir yerinde saldırgan hedefleri, tarihin hiç bir döneminde emperyalist planları olmamış. Daha çok maşa olarak kullanılmış. Birilerinin malını çalmışlığı yok. Ataları zamanında İspanya’ya uzanmış ve Avrupa’ya medeniyeti götürmüş. Sonra birileri gelip topraklarını işgal edince tepki göstermiş. Direnirken içinden geldiği gibi, hoyratça davranmış. Yarattığı algı üzerine hiç kafa yormamış, yormuyor. Hala içinden geldiği gibi davranıyor. Salya sümük sokaklarda bağırıp tepiniyor. Durmadan bayrak yakıyor. Faça bozuk. Bir kısmı petrol sayesinde köşeyi dönmüş ancak servetinin binde birini bile imajı düzeltmek için harcamamış. Dert etmemiş. İyi sarışın adamın filmlerini izlerken muhtemelen kendi ulusunu hafife almış.

Adam Türk. 500 sene öncesiyle avunup kendini asker millet diye gaza getirmiş. Halbuki bu köylü milletin bir çok Avrupalı ulus kadar savaşmışlığı yok yakın tarihte. Global asker kayıplarında da ilk onda değil. Topraklarında uzun yıllar barış ve hoşgörü hakim olmuş. Ancak sert görünmekten hoşlanmış. Bu militer dolduruş dünyada “Ermenilere-Kürtleri kıran, Kıbrıs’i işgal eden barbar Türk” algısını yerleştirmeye katkıda bulunmuş. Haklı olarak bozulmuş bu haksızlığa. Benim benden başka dostum yok diye içine kapanmış. Dışarıda yaratılan algı üzerine hiç kafa yormamış. Nasıl düzelteceğinin rasyonel planlarını yapmak yerine bu dışlanmışlığı oya çeviren politikacıları desteklemiş. İzolasyonu artıran derin komplolara da hoşgörü göstermiş aynı nedenle. Özünde iyi insanlar, seri katilleri filan yok. Memleketin  aydınları ise filmlerdeki sarışın adamlara bakıp “yahu ne medeni, ne çalışkan insanlar” diye kendi halkını dışlamış.

Tarihte ulusların zenginliğinin temel belirleyicisi ne kadar çalışkan oldukları değil, ne kadar çaldıkları olmuştur. Sonra da bu zenginlikle şekillerini düzeltecek “iletişim” çalışmalarını fonlayabilmişler.

11 Eylül sonrası yaratılan müslüman imajı, çoğu dünyalının zihninde Irak’ın işgalini meşrulaştırıcı mahiyetteydi. Gözü dönmüş, saldırgan, fanatik islamcı teröristler…

ABD’nin aşırı milliyetçi kanadıyla ilişkisi yeni ortaya çıkan bir Danimarkalı gazetenin başlattığı kışkırtma sonrası tüm müslüman ülkelerde yaşanan “ürpertici” protesto görüntüleri dünya medyasında aralıksız yer alıyor. Arada gazetelerde ABD’nin İran’ı vurma planları boy gösteriyor. Bir başka gazetede Avrupa’da yapılan bir protesto gösterisinde sarışın batılının tuttuğu pankartın resmi vardı: “No Nukes to Mullahs”. Yani mollalara nükleer bomba teslim edilemezdi çünkü onlar dengesiz, hoyrat, ne zaman ne yapacağı belli olmayan güvenilmez insanlardı. Halbuki batının tatlı çocukları bu bombalara tereddütsüz sahip olabilirdi. Yıllarca bu zihinsel altyapı oluşturuldu.

Beğenin beğenmeyin “Kurtlar Vadisi Irak” filmi dışarıda bazı adamların canını sıktı çünkü ilk kez aynı dilden konuştuk. Artık hepimizin (biz Türklerin, Arapların, hükümetlerin…) şu algı-iletişim üzerine ciddi kafa yormamız ve de gelecek on yılın, yüz yılın iletişim planlarını hazırlamamız, iletişim genimizi gelişterecek evrim sürecini başlatmamız lazım.

Yorumlar
Bütün Yorumlar.
Yorumlar