Derecelendirme kuruluşlarının olumlu raporlarına ve hükümetin iyimserliğine rağmen şahsi gözlemleriniz piyasalarda işlerin iyi gitmediği şeklindeyse,
Ülkede daha fazla fabrika kurmanın işsizliğe çözüm getirmeyeceğini düşünüyorsanız,
Daha fazla süpermarket ve alışveriş merkezi açmanın da işi çözmeyeceğine, hatta sıkıntı yaratacağına inanıyorsanız,
Geçen yıl yapılan “Al Ver, Ekonomiye Can Ver” türü kampanyalarının tam amacına ulaşmadığı ama faydalı olabileceği şeklinde bir hissiyatınız varsa,
Azgınlaşan piyasaların zapturapta alınması için gelişmiş ülkelerde alınacak önlemlerin pazarları daha da daraltıp işsizliği artırabileceği endişesi taşıyorsanız,
Dünyada artan korumacılık eğilimi dikkatinizi çekiyorsa ve son yıllarda kendinizi “libarelden çok liberalci” hissetmenin rahatsızlığını yaşamaya başladıysanız,
ABD sürekli dolar basarken bizim biraz daha Lira basmamızın önündeki engelleri sorgulamak kulağınıza iyi bir fikir gibi geliyorsa,
İstanbul’un çok kalabalıklaştığını düşünüp de çözüm bulamıyorsanız,
Televizyondaki tartışma programlarını eskisi gibi iştahla izlemediğinizi, yeni şeyler öğrenmediğinizi hissediyorsanız,
Ülke ekonomisi için yeni ve yaratıcı bir çıkış planına ihtiyacımız olduğunu düşünüyorsanız,
Ergenekon lafından sıkıldıysanız,
Atatürk’ü çok sevdiğiniz ve saygı duyduğunuz halde, henüz Veda ve Dersimiz Atatürk filmlerini izleyecek motivasyonu sağlayamadıysanız,
Onca açılım vs. yapılırken neden hala Kürtçe bir reklam çekilmemiş ve hatta dublajı yapılmamış olduğunu son üç ay içinde en az bir kez düşündüyseniz,
“Avrupa’nın ağız kokusu mu, Orta Doğu’nun çorap kokusu mu?” sorusunu duyunca kafanızda bir ışık çakıp “ulen” dediyseniz;
Google’da veya en yakın kitapçınızda “İleri Dönüşüm Kutusu”nu bir arayın.
Pişman olmayacaksınız.