Geleceğimiz Yaşlılarda 11.12.2017

Burada ironik başlıklar atıp durmamın sebebi biraz ezber bozmak. Çünkü geleneksel yurdum  yatırımcısının başkasından gördüklerini taklit etme dışında fazla bir oyun alanı, hayal gücü yoktur. Öte yandan, memleketin her yanında inovasyon yarışmaları, startup destekleri, yeni girişimlere teşvikler veriliyor ancak onlar da belirli alanlarda. Teknolojinin, dijital dünyanın geldiği ve gideceği yeri ihmal etme, robotları, yapay zekayı, blokchaini  göz ardı etme şansımız yok, tamam ama Kore’den Amerika’ya bütün dünyanın at koşturduğu alanlarda rekabet şansımız da kısıtlı.

Halbuki temel sektörlerde daha yapacak bir sürü iş var çünkü dünya insanları teknolojiye hızla adapte olsa da nihayetinde herkes günde birkaç kez yemek yiyor, giyiniyor, geziyor ve giderek de yaşlanıyor. Bu alanları tamamen boşlamak ve oralarda katma değer yaratmayı ihmal etmek doğru değil. O yüzden, gıdadan giyime her alandaki ezber bozabilecek fikirlerimi burada paylaşmaya devam edeceğim.

Bugünkü konum da “gençlik” ezberi. Giderek yaşlansak da ülkemizin dünya ortalamasına göre daha genç bir nüfusa sahip olduğu malum. Bu veriye dayanarak tüm pazarlama ve iletişim sektörü on yıllardır işin merkezine gençleri oturtur. Yaşlılara yönelik ürün çıkaran, iletişim yapan, kafa yoran yok gibidir. Halbuki işin gerçeği de şudur ki ülkemiz gençliğinin ciddi bir işsizlik problemi var. Tamam, baba parasıyla okullara gidip kafelerde vakit geçiriyorlar ancak önümüzdeki dönem tüketim imkanlar ne kadar artacak, ondan da kuşkuluyum.

Umarım yanılırım ancak öbür tarafta da iyi kötü bir geliri, malı mülkü olan yaşlı kesim var. Tıptaki gelişmeler neticesinde ömür de uzuyor ve yaşlı nüfusun ağırlığının giderek artacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Burada altını çizmek istediğim önemli bir potansiyel de Avrupa’da sayıları giderek artan ve canı sıkılan varlıklı yaşlılar. Örneğin ülkemizde aylık emekli maaşı 3000 avro olan Alman turistlere yönelik farklı bir planı olan var mı? Yok. Sadece turizmciler yılda bir iki hafta, bilemedin bir ay getirebiliyorlar kendilerini. O da her şey dahil otellere.

Önerim yaşlı ve paralı emekliler için yeni-yaratıcı yaşam alanları tasarlamaktır.

Öncelikle köy tipi yeni yaşam alanları. Antalya deniz kenarında olması şart değil. Hatta olmamalı, biraz kentlere, kasabalara yakın olmalı ki ağabeyler ablalar pazara, kasaba filan gidebilsin. Alanya’da kendiliğinden oluşan model bir ilham verebilir. İnsanların ister kendi yemeklerini yapabildiği, isterse ortak menüden yararlanabildiği, ortak yaşam, oyun ve spor alanları, evcil hayvan barınakları, mini hobi tarlaları filan olan, her an sağlık hizmetine ulaşılabilen özgün mekanlardan bahsediyorum. Ee böyle bir şey yok ki, olmaz ki diyen bir iş insanıysanız bu mesajım size değil. Okumayı burada bırakabilirsiniz. Benim mesajım aşağıdaki brife göre yola çıkıp, uzmanlarla uzun uzun çalışmalar yapıp dünyada olmayan bir konsept tasarlayabileceğini düşünen, hayal kurup risk alabilen girişimcilere.

Brif: Aylık 1000 avro altına temel yaşam hizmetlerini sunan, yeşil, doğal, her şey dahil yaşam alanları.

Bunun bir başka versiyonu da kentlerdeki modern huzurevleri olabilir. Öncelikle şunu belirteyim ki huzurevi denen şey pazarlama bilimine, yani insan motivasyonlarına aykırı bir konsepttir. Dünyadaki tüm pazarlama fikirleri “yaşam” hatta “iyi yaşam” üzerinedir çünkü insanoğlun en temel motivasyonu “survival” dir. Halbuki huzurevi dediğin yer “son durak”tır. Üstelik bizim kültürümüze de uymaz büyükleri huzurevine kapatmak. O yüzden, ortada ciddi bir potansiyel olmasına rağmen huzurevlerinin müşterisi oldukça kısıtlıdır ülkemizde. Yaşlı yaşam evleri gibi yeni konseptler denenir. Denenmesi gerekir ama bu işin peşinde inanarak koşan yok gibidir.

Bence burada da sağlam bir kavramsal çalışma yapmak lazım. Mesela şöyle bir detay var ki yaşlı yaşam merkezleri ile çocuk yuvalarının birlikte olduğu ya da ortak bahçeyi paylaştığı bazı yerlerde hayat inanılmaz keyifli. Yaşlılar çocuklarla oynamaktan çok mutlular, çocuklar da kendileriyle ilgilenilmesinden. Üstüne, bu yaşlıların hayat deneyimlerini çocuklara aktarmaları iyi bir şey. O yüzden, yeni nesil yaşlı yaşam alanlarının çocuk kreş ve okullarıyla birlikte/yakın tasarlanması düşünülmelidir. Üstüne çarşıya, pazara, sinemaya erişim kolaylığı, yeme içme opsiyonları, sağlık hizmetleri vs eklendiğinde hem yerli hem de yabancılara yönelik özgün mekanlar yapılabilir. Dikkat edilmesi gereken ana unsur “son durak” hissini olabildiğince vermemektir.

Daha teknoloji,  giyim, spor, gıda alanlarına girmiyorum ama yaşlılar büyük potansiyel inanın.

 

Yorumlar
Bütün Yorumlar.
Yorumlar