Mesaj Kaygısız Gösteri 02.02
Kişisel Değerlendirme

Akbank

1……10
Vurucu 8
Tek fikir üzerine kurulu 6
Hedef izleyiciye uyar 8
Ürün filmin kahramanı 5
Zevkle izlenir 9
Markayı güçlendirir 7

Ortalama yurdum mevduat sahibi, salt kuruma duyduğu güvenden dolayı parasını kayıtsız şartsız Akbank’a yatırmaya oldum olası eğilimliydi. Krizden sonra bu istek giderek arttı. Sağ olsun Sakıp Bey de kişiliğiyle ve yaptıklarıyla öyle muhteşem bir marka iletişim performansı sergiliyor ki, diğerlerine sadece işlerini yapmak kalıyor.

Ve burası da öyle bir ülke ki yükselmek için yerinde durmak yetiyor. Ayakta kalan rakiplerin de ciddi bir iletişim stratejisi olanı az. Çok büyük hatalar yapma yeter. Çark zaten dönüyor. Gerçekten imreniyor insan, Akbank ve diğer bazı büyük banka yöneticilerine.

Bu rahatlığın bir yansıması olarak, Akbank reklamları da gerçekten mükemmel filmler. Son filmde de yine hiç bir şeyden kaçınılmamış. Arada ne hoş buluşlar, küçük tatlar var. Güzel müziği daha öncekiler gibi dillere yerleşti. Oyunculuk, mekan seçimi, giyim kuşam her şey “Akbank’a yakışır” şekilde. Bir de son zamanlarda İtalyan “cast” adeti çıktı başımıza ama şeker oyuncuların filme çok şey kattığı kesin. Eminim insanlar severek izliyor ve kendilerince bazı mesajlar çıkarıyor.

“Kendilerince” diyorum çünkü reklam özünde tutarlı bir değer önerisi üzerine kurulu değil. Gerçekte söylediğinden farklı bir şeyler demek istiyor ve bunun da altını tam dolduramıyor. Biraz karışık yani. Test edilse ilginç sonuçlar çıkacaktır ama bu sonucu etkilemeyeceği için, gerek duyulmamasını anlarım.

Reklama ilk baktığınızda gizliden gizliye “herkesin bankası” mesajı verildiği izlenimine kapılıyorsunuz. Bildiğiniz gibi köşemizde bunun cezası doğrudan ızgara. Sonrasını takip ettiğinizde ise bire-bir pazarlama dokunuşları olan ana vaade ulaşıyorsunuz ama tam olarak o da değil. Bence bu filmden herkes hayata dair bazı mesajlar çıkarıyor, bankaya değil.

Filmde ve basın uygulamalarındaki ana metin; her insanın kendine ait bir dünyası olduğu, hizmetin o dünyaya saygılı olmakla başlayacağı ve Akbank’ın bize o anlayışla hizmet verebilmek için çalıştığı şeklinde. Bunun için gerçekte ne yaptığı ise koskoca bir soru işareti. Ama olsun, bu bir banka reklamı ve ülkemizde banka reklamı kategorik olarak “havada asılı iddialar” silsilesi demektir.

Farklı kişilere gösterilen hoşgörü üzerine kurulmuş öyküde oynayan kız ve erkeğin ne kadar “farklı” olduğu ise vaat ile uygulamanın çeliştiği nokta. Sunulan boşanma sebepleri en mutlu karı-koca arasında yaşanabilecek ve hatta onlarsız hayatın çok renksiz kalacağı küçük şeylerden ibaret. Ya da başka bir bakış açısıyla, kadınların ciddi bölümünün dayak yediği ülkede bu “farklı hayatlar” hikayesi nereye oturuyor diye sorabiliriz.

Düzgün bir konsepti ve dolayısıyla mesajı olmasa da yapım değerleriyle bu reklam kendini izlettirir, Akbank’ı hatırlatır, bir sempati yaratır. Yani tamamen yararsız değildir. Zararlı olduğu da söylenemez ki biliyorsunuz günümüz bankacılık dünyasında bu bir başarıdır. Ancak uzun vadeli iletişim değeri, park kanepelerinde yazan “Akbank”lardan biraz fazladır, o kadar.

Bir önceki Akbank değerlendirmemde “Beşinci Element” ana fikrini ortaya atmış, dostluk ve özgürlük temalarını yenilerinin takip edeceğini tahmin etmiştim. Bu kehanet gerçekleşti ama yeni tema, benim komplo teorisi şeklindeki şaka yollu tahminlerimi de yaya bırakan hızla girdi vizyona. İletişimi toplam beş ayrı fikir üzerine kuracaklar diye dalga geçerken bir yıl dolmadan üçü buldu. Ama nereden ilham aldıklarını sanırım şimdi anladım; Kama-Sutra. Bilgim çok detaylı olmasa da, yüzden fazla pozisyon olduğunu hatırlıyorum.

Yorumlar
Bütün Yorumlar.
Yorumlar