Bir Alex Değiliz 12.12.2014

Alex de Souza’nın Brezilya’daki jübile maçında Fenerbahçe bayrağı dalgalandı. Taraftar da Alex’e Kadıköy’de jübile yapılsın diye kampanya başlattı. Burada böyle bir jübile yapılsa iyi mi olur? Evet, kendisinin gönlü alınır belki ama bizim bu tür algı ve kriz yönetimi işlerini öğrendiğimizi göstermez. Ha, böyle bir jübile yapılır mı? Aziz Yıldırım kafasını biraz tanıyorsam, HAYIR!

Alex’in Fenerbahçe’den gönderilişi, taraftarın içini burkması dışında, ülke futbolu adına da tarihe kaydettiğimiz kötü bir tecrübedir. Neden böyledir, çünkü Alex Türkiye’ye gelmiş geçmiş en yararlı ve en yapıcı futbolculardan biriydi. Belki de birincisiydi. Bu bağlamda ülkemiz futbolu adında iyi bir misyon da yüklenebilirdi. Futbol dünyasına “Türkiye insana kıymet veren, yaşamaya değer bir yer” mesajı vermemize katkıda bulunabilirdi. Bu bana göre çok değerli bir şey. Futbolumuzu yönetenlere göre ise, milletin günü kurtarma çabasıyla yorgun düştüğü günümüzde lüzumsuz bir fantezi büyük ihtimalle.

Başa saralım ve ligimizin durumu hakkında biraz konuşalım önce. Türkiye Süper ligi Avrupa’nın ilk üç futbol ligi içinde değil. Bu şekilde olamaz da. Başka bir misyonu ve hedefi de yok. Ne tür misyonlar yüklenebileceğiyle ilgili sağda solda yazılarım var. İsteyen arayıp bulabilir ama onlar çok uzun işler. Bugünkü konumuz ve tespitimiz Türkiye’nin, Avrupa’da fazla şansı kalmayan futbolcular tarafından tercih edilen bir “emekliler” ligi olduğudur. Hiçbir futbolcu, İngiltere veya İspanya’da bir şansı varsa gelip burada oynamaz. Oynasa bile bunun ciddi bir ek maliyeti olur.

Bu ek maliyet açısından Türkiye Rusya veya Körfez ülkeleri ile kıyaslanabilir mesela. Avrupa’da şansı olmayan bir (emekli adayı) futbolcu bunlar arasında bir tercih yaparsa İstanbul’un bu açıdan avantajı vardır. Sosyal olarak daha yaşanabilir bir yer olması itibariyle bir Arap veya Rus takımına göre daha az paraya bize gelebilir. Bunun pazarlamadaki karşılığı “price premium” dur. Nasıl iyi bir markaya eşdeğer ürünlere göre biraz daha para veriyorsak, yaşamak istediğimiz yerde biraz daha az paraya çalışabiliriz. Mesela İzmir’in böyle bir avantajı vardır. İzmir’i tercih eden bir çok profesyonel, İstanbul’da alacağından daha az paraya çalışmaktadır.

Sözün özü, Türkiye ligini insana değer veren, emeğin karşılığı alınan, mutlu olunan bir yer olarak tanıtabildiğimiz ölçüde tüm kulüpler bunun faydasını görür. İthalata dayalı ülke futbolunun futbolcu maliyeti düşer, cari açık azalırJ. Ama bu tür bir şey, sanırım bu ülkede futbol adına mesai harcayan tek bir kişinin bile gündeminde değildir. O yüzden, Alex’e burada bir jübile yapılmasını bile büyük bir gelişme olarak alkışlamak gerekir.

Üstüne, Türkiye’ye gelen yabancılar, burada motive olur, emeğinin karşılığını alır ve güzel günler geçirip bunlar haber olursa, ülke tanıtımına da büyük katkısı olur. İyice saçmaladığımı düşünüyorsunuz değil mi? Tamam, ben de kapattım konuyu. Belki bir vakitte günü gelir ve tekrar konuşuruz.

Sow ve Emenike’ye ciddi teklifler geliyormuş bu arada. Satsak mı?

Yorumlar
Bütün Yorumlar.
Yorumlar